Eti Bakır A.Ş.’den yeni dolgu projesine ilişkin açıklama: Şirket olumlu yönleri öne çıkarırken, endişeler Sürüyor

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Samsun’un önemli sanayi kuruluşlarından Eti Bakır A.Ş., Samsun İşletmesi bünyesinde hayata geçirmeyi planladığı “Depolama Amaçlı İlave Dolgu Alanı Projesi” ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Şirket, projenin çevresel ve teknik tüm yasal gerekliliklere uygun şekilde sürdürüldüğünü savundu.

DEPOLAMA AMACI İLE KULLANILACAK

Paylaşılan bilgilere göre, toplam 177 bin metrekarelik alan yalnızca depolama amacıyla kullanılacak. Eti Bakır, bölgede herhangi bir üretim faaliyeti yürütülmeyeceğini iddia ederken, projeyle birlikte 1,4 kilometrelik kaya tahkimatı yapılacağı, bu sayede kıyı erozyonu ve dalga etkilerinin önüne geçileceği ifade edildi. Ayrıca ÇED raporunda çevresel risklere karşı gerekli tüm önlemlerin yer aldığı belirtildi.
Kullanılacak dolgu malzemesinin suda çözünmeyen kaya ve kırma taş olduğu, projede kullanılacak fosforik ve sülfürik asit tanklarının ise aside dayanıklı malzemelerle üretileceği vurgulandı. Gübre ve konsantre depolama alanlarının da kapalı, rüzgar ve nemden etkilenmeyen yapılar olarak planlandığı açıklandı.

ENDİŞELER SÜRÜYOR

Şirket açıklamasında, projenin uluslararası standartlara uygun olarak hazırlandığı ve dolgu alanının deniz canlıları için yeni yaşam alanı oluşturacağı ileri sürüldü. Eti Bakır, faaliyet gösterdiği bölgelerde çevresel ve sosyal sorumluluğu önceliklendirdiğini, kamuoyuyla şeffaf iletişim kurmaya devam edeceğini de sözlerine ekledi.
Ancak şirketin açıklamaları, çevre örgütleri ve bazı yerel halk tarafından yeterli bulunmuyor. Daha önceki faaliyetlerinden dolayı deniz ekosistemine zarar verdiği yönünde eleştiriler alan Eti Bakır, bu projeyle birlikte tekrar tartışmaların odağında yer alıyor. Bölgedeki ekolojik dengeye yönelik endişeler sürerken, kamuoyunun projeye dair somut çevresel denetim ve bağımsız gözlem beklentisi artıyor.Şirketin “yeni yaşam alanı” olarak nitelendirdiği dolgu projesinin, doğal kıyı yapısına ve biyolojik çeşitliliğe olası etkileri ise uzmanlar tarafından dikkatle izlenmeye devam ediyor.