Atakum CHP İlçe Başkanlığı’nın delege seçiminde yaşananlar, siyasetin ne denli yozlaştığını ve demokratik sürecin nasıl ayaklar altına alındığını bir kez daha gözler önüne serdi.
Seçim, parti içi bir yarış olmaktan çıkıp, adeta meydan kavgasına dönüştü. Sonuç: Bir kişi kafasına aldığı darbeyle beyin kanaması geçiriyor, OMÜ’de yoğun bakımda yaşam savaşı veriyor.
Bu nasıl bir anlayıştır?
Demokrasi, fikirlerin yarışması demektir. Sandık; kavganın, yumruğun, darbenin değil, halkın iradesinin tecelli ettiği yerdir.
Ancak görüyoruz ki Atakum’da sandık, birilerinin hesaplaşma alanına çevrilmiş.
İddialara göre kavganın sorumlusu, Atakum Belediyesi’nde çalışan 15 kişilik bir grup.
Eğer bu iddia doğruysa durum çok daha vahim.
Belediyede maaşını bu milletin vergileriyle alan kişiler, halka hizmet etmek yerine siyasi kavgaların maşası haline gelmiş.
Atakum halkının vergileriyle maaş alan bu insanların görevi, demokratik sürece gölge düşürmek midir?
Belediye Başkanı Serhat Türkel, bu iddialar karşısında ne yapacak?
Kulağının üstüne mi yatacak, yoksa gereğini mi yerine getirecek?
Suskunluk, bu vahim olaya ortak olmaktır.Bir insan yoğun bakımda yaşam savaşı veriyor!
Bunun hesabını kim verecek?
Bugün yaşanan bu şiddet sarmalı, yarın partinin kendi üyelerine, ertesi gün halka yansır.
Siyasette şiddete göz yumanlar, kendi sonlarını da hazırlar.
CHP’nin Atatürk’ün kurduğu parti olduğu unutulmasın.
Atatürk’ün partisi, fikirlerin, demokrasinin, özgürlüklerin partisidir.
Atakum’da yaşanan bu utanç verici olay, partiye değil ancak karanlık zihniyetlere yakışır.
Şimdi herkesin önünde tek bir soru var: Bu olayın üzeri kapatılacak mı, yoksa gerçek sorumlular hesap verecek mi?
Atakum halkı, kavga değil hizmet istiyor. Demokrasi istiyor.
Şiddetin değil, aklın ve vicdanın galip geldiği bir yönetim istiyor.
AYKUT SOYDEMİR-Genel Yayın Yönetmeni
GÜNDEM
5 saat önceGÜNDEM
1 gün önceGÜNDEM
2 gün önceGÜNDEM
3 gün önceSİYASET
3 gün önceSİYASET
4 gün önceSİYASET
4 gün önce