Habertrk.com

1. Mai Babacan’ı Samsun sahnelerinde sık sık görüyoruz. Öncelikle, müzik yolculuğunuz nasıl başladı?

Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde (Meltem Taşkıran ,Toygar Işıklı) Batı Müziği eğitimi aldıktan sonra, Timur Selçuk’tan Klasik Türk Müziği şan ve solfej dersleri aldım.Ardından Galatasaray İTM’de elektronik müzik üzerine eğitimler alarak müzikal yolculuğuma yön verdim.
Bu süreçte ilk olarak Grup Samos bünyesinde, “Pano & Mai” adıyla uzun yıllar Greek müzik söyledim. Panayot Papadopoulous’tan Greek kültürü ve müziği üzerine çok değerli bilgiler edindim.
Daha sonra kendi yolculuğuma çıkarak, farklı dillerde şarkılar ve sahne şovları gerçekleştirdiğim 6 kişilik bir grup kurdum. Bugün hâlâ ekibimle birlikte konserlerime ve müzikal üretimlerime devam ediyorum.
2. Rum meyhanelerinin kendine has bir ruhu var. Sizce bu atmosfer müziğinize nasıl yansıyor?
Rum Meyhaneleri aslında hayata dair bir çok duyguyu barındırıyor. Neşe ,melankoli,dostluk hayata dair samimi bir çok duygu ve kültürü yaşayabiliyorsunuz. Ben de repertuvarimda bu kültürleri yaşatmak adına elimden geldigince dokunmaya calisiyor kendi tarzimla söylüyorum.

3. Repertuvarınızı oluştururken nelere dikkat ediyorsunuz? Daha çok halk müziği, sanat müziği mi yoksa kendi yorumlarınız mı öne çıkıyor?
Sesime,amacıma,tarzıma göre şarkilar seçiyorum. Bir bakmışsınız Bulgarca şarkı söyluyor olabilirim sahnede.Dil vs den çok hissettiğim her tür şarkılara yer veririm.

4. Sahneye çıktığınızda dinleyiciyle aranızda nasıl bir bağ kuruyorsunuz? Meyhane ortamında bu bağ sizce daha farklı mı oluyor?
4.Benim için aslında fark etmiyor; sahneye çıktığım anda o bağ kendiliğinden kuruluyor. Dinleyiciler benim samimiyetimi hissediyor, eğer onlar da samimiyse ortaya zaten harika bir an çıkıyor. Halk konserlerinde de, büyük otel zincirlerinde de sahne aldım. Ortam değişse de, eğer karşılıklı bir istek varsa o bağ mutlaka kuruluyor.

5.Müziğinizde Rum kültüründen izler taşıyor musunuz? Özellikle Karadeniz ve Anadolu ezgileriyle harmanlama konusunda neler düşünüyorsunuz?
Dediğim gibi kültürler yaşayan bir seydir birbirlerinden etkilenir hayat gibi değişir dönüşur vs .Karadeniz,Anadolu,Greek hatta Balkan vs bu kültürler birbirleriyle içiçe yaşamış sadece müzikleri ile değil bir çok yönde benzer özellikler taşımistir ve harmanlama dediğiniz şey doğasında var .Yapısı yani özü doğalı bozulmadığı sürece ki ben sahnelerimde keyifle yapıyorum.

6. Samsun’da sanatçı olmanın zorlukları ve güzellikleri nelerdir? İstanbul gibi büyük şehirlere kıyasla neler yaşıyorsunuz?
Ülkemin bir çok şehrinde kaldım sahneler yaptım.Zorlugu ailemden ve dostlarımdan ayrı kalma, özlem duygusu.Guzel yanı şu ki her şehir yeni bir kültür demek ben de zaten keşfetmeyi sevdiğim için bugün Samsun'da yım. İstanbul kozmopolit bir yer herşey hazır önünüzde. Henüz yeni geldim Samsun'a deneyimlerim sınırlı.Buyuk ve küçük orkestra arasındaki farkı net anlıyorum.Burada daha sınırlıyım. İstanbul'daki grubumla Samsun'da konser vermek isterim.Atmosfer çok daha farklı oluyor.

7. Sahnede yaşadığınız unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?
Bir dinleyicime maalesef kanser teşhisi konuldu, kemoterapi görüyor hastaneden çıkıyor akşam sahneme geliyor 'Ne işin var gidip dinlensene "diyorum.O da bana " Senin sesinle enerjinle iyileşiyorum kadın ben" diyor .Birlikte şarkılar söyleyerek sarılarak o illeti yendik bunu asla unutamam ve çok yakın dostlarımdan biri oldu.Buradan sevgiler sana canım.

8. Müzik kariyerinizde ileride dinleyicilerinize sürpriz projeler sunmayı düşünüyor musunuz? Örneğin albüm, single ya da özel bir konser?
Tabii.Zamani geldiğinde takvim belirlendiğinde bunu paylaşmak isterim.

9. Sanat yolculuğunuzda sizi en çok etkileyen isimler ya da ilham aldığınız sanatçılar kimler?
9.Haris Aleksiu,Tülay German benim için iki değerli sestir.

10. Son olarak, sizi seven dinleyicilerinize ve Samsun halkına vermek istediğiniz özel bir mesaj var mı?
"Samsun halkına ve beni seven tüm dinleyicilerime gönülden teşekkür ediyorum. Müziğimi sizinle paylaşabilmek benim için çok kiymetli.Beraber güzeliz"