Habertrk.com

Söz konusu kurum SATEM.
Ve 16 yıldır bu yapının başında bulunan isim: Mevlüt Oral.

Basın mensupları olarak bizler, kamuoyuna karşı sorumluyuz. Bu sorumluluk, alkışlamak kadar sorgulamayı da gerektirir. Ne var ki SATEM söz konusu olduğunda, cevaplardan çok sorularla baş başa kalıyoruz.

16 Yılda Hangi Somut Projeler Hayata Geçti?

Bugün dönüp baktığımızda şu soruları sormak zorundayız:

• SATEM son 16 yılda hangi kalıcı projeleri üretti?

• Üyelerine ve kamuoyuna dokunan kaç çalışma yapıldı?

• Kurumun vizyonunu ileriye taşıyan hangi adımlar atıldı?

• Gençlere, yeni fikirlere, değişime ne kadar alan açıldı?

Bu soruların yanıtları ne yazık ki net değil. Daha doğrusu, kamuoyuyla açık ve şeffaf bir şekilde paylaşılmış değil.

Bir oda ya da sivil toplum yapısı, yalnızca tabelasıyla var olamaz. Sürekli kendini yenilemeyen, hesap vermeyen, eleştiriye kapalı kalan her yapı zamanla kabuklaşır. SATEM’in bugün tam da bu noktada olduğu yönünde ciddi bir algı var.

Basın Bilmiyorsa, Kamuoyu Hiç Bilmez

En dikkat çekici noktalardan biri şu:
Basın mensupları olarak bizler dahi yapılan çalışmaları bilmiyorsak, halk nasıl bilecek?

Basınla güçlü ilişkiler kuramayan, faaliyetlerini anlatamayan, eleştiriye yanıt vermeyen bir kurumun toplumsal karşılığı zayıflar. Bu durum, “bir şeyler yapılıyor ama görünmüyor” savunmasıyla açıklanamaz. Çünkü günümüzde görünmeyen, anlatılmayan, paylaşılmayan her çalışma yok hükmündedir.

Değişim Bir Tehdit Değil, İhtiyaçtır

Hiçbir koltuk vazgeçilmez değildir.
Hiçbir yönetim anlayışı sonsuz değildir.

16 yıl boyunca aynı isimle devam eden bir yapının, doğal olarak kan tazelemeye, yeni bakış açılarına ve genç fikirlere ihtiyacı vardır. Değişim bir hesaplaşma değil, kurumsal yenilenme fırsatıdır.

Bugün SATEM’in ihtiyacı olan şey:

• Daha katılımcı bir yönetim,

• Daha şeffaf bir yapı,

• Daha görünür projeler,

• Ve eleştiriden korkmayan bir anlayıştır.

Son Söz

Bu yazı bir kişiyi hedef almak için değil,
bir kurumu daha güçlü, daha saygın ve daha işlevsel hale getirmek için kaleme alınmıştır.

Eğer SATEM gerçekten bu kente ve üyelerine değer katmak istiyorsa,
önce hesap vermeyi, sonra değişimi konuşmalıdır.

Çünkü 16 yılın sonunda sorulması gereken soru şudur:
“Bu kurum yerinde mi saydı, yoksa gerçekten yol mu aldı?”

Cevabı artık kamuoyu bekliyor.